Pandemiyle birlikte birçok ihtiyacımızı internet ve mobil uygulamalar üzerinden verdiğimiz siparişlerle karşılamaya başladık. Örneğin buzdolabını açtınız ve yoğurt olmadığını fark ettiniz. Mobil uygulamadan verdiğimiz sipariş dakikalar içinde kapımıza geliyor.
Peki yaptığımız bu küçük alışverişi size ulaştıran motorsikletin çevreye yaptığı etkiyi hiç düşündünüz mü?
Ürkütücü rakamlar
Scooterlar her ne kadar masum görünseler de çevreye ve hava kalitesine etkileri oldukça fazla. Otomobillerle kıyaslandığında en az 3 kat yüksek karbonmonoksit ve partikül salınımına sahipler. İçten yanmalı motorlar havadaki oksijeni de yaktıkları için bir anlamda *oksijenimizi de çalmış oluyorlar.
Bu servislerin artışı şehir içerisinde dar sokak ve caddelerde hem gürültü kirliliğine neden oluyor hem de hava kalitesini düşürüyor.
Yeni Trendler ve Ülkemizde Durum
Bu uygulamaların sağladığı eve servis kolaylığını daha çok insan alışkanlık edindikçe paket servis motorlarının kullanımı artmaya devam edecek.
İngiltere’de Eskuta, Deliveroo gibi girişimler paket servisinin şehir içinde yarattığı bu problemleri gücünü lityum pilden alan elektrikli scooterlara geçiş yaparak aşıyorlar. Ülkemide ise jel akülü elektrikli scooterlar paket servisinde ihtiyacı karşılayamadığı ve işin temposuna dayanamadığı için tercih edilmiyor.
Bu konuda önde gelen Getir, Yemeksepeti vb. girişimler insiyatif alarak buna benzer uygulamaları faaliyete sokmalarını beklemek şimdilik mümkün görünmüyor. Belki bazı duyarlı belediyeler belirli bölgelerde benzinli scooter kullanımını sınırlandırarak belki bu sorunun çözümüne bir katkı sağlayabilirler.
*Sadece 1 benzinli scooter 100 kişinin soluyacabileceği oksijeni yakar. Bir insan günde ortalama 800-1000gr oksijen tüketimine sahiptir. İçten yanmalı motorlar yaktığı 1kg benzine karşılık 15kg oksijen yakar. Günde 7-8 litre benzin yakan bir motosiklet 100kg oksijen yakar.